MUSTAFA USTA
(SİNOP) – Sinop Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Aynur Er, sokak hayvanlarının uyutulması öngören kanun teklifi taslağına karşı olduklarını belirterek, “Daha köklü çözümler, daha insani, daha vicdani, daha dinimize yakışır çözümler istiyoruz” dedi.
Sinop Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Aynur Er, AKP tarafından hazırlanan ve sokak köpeklerinin uyutulmasını öngören yasa teklifine tepki gösterdi.
Sinop Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Aynur Er, şöyle konuştu:
“Biz dernek olarak insani ve vicdani açıdan bu yasa teklifine karşıyız. Bununla sonuna kadar mücadele etme kararlılığındayız. Bu çocukları sokağa biz atmadık. Bu çocuklar kendi kendine sokakta oluşmadı. Bunun mümkünü yok. Biz bu yasanın sürekli karşısında duracağız. Daha tasarı halindeyken bu kadar büyük infial uyandırdı bu yasa tasarısı. Siyasilerden, sanatçılara, sokaktaki halktan, derneklere herkes bu yasa tasarısını, şu anda tasarı halinde olması halinde bile karşısında. Veterinerler Odası yasanın çıktığı taktirde asla bu yasayı uygulamayacaklarını belirtiyorlar. Tüm toplum karşısında bu yasanın. Sadece küçük bir grubun talebi var. Bu mümkün de değil zaten.
4 milyon köpeği uyutmak Türkiye’nin şu durumdaki bütçesiyle mümkün değil. Başka önlemler düşünülmeli. Yasa tasarısında şöyle bir şey var; sokağa köpeğini atana 50 bin TL ceza diyor. Şimdi niye yapmıyorsunuz bu cezayı? Bir çip muhabbeti çıkardılar. O çip olayında emin olun biz sokaktan cins hayvan topladık. İnsanlar sırf çip taktırmamak için köpeklerini sokaklara attılar. Biz bir dönem de bununla mücadele ettik. Şuanda uyutma dedikleri ilacın bir tanesinin maliyeti 4 bin lira. Kısırlaştırmanın maliyeti 500 TL. Kaldı ki, belediyelerde kısırlaştırıldığı zaman geçen seneki rakamlar bakanlıklar 200 TL gibi bir rakamı belediye bütçesine aktarıyorlar. Çok zor değil bunlar.
Kapsamlı bir çalışmayla 5 yıl sonra biz bu sorunları yaşamayacağız. Biz Sinop’ta bu sorunu yaşamıyoruz. Biz yıllardır dağlara, köylere gidiyoruz. Bir tane ısırılma vakamız yok. Nasıl oluyor bunu da anlamıyorum. Bu ayrı bir sosyolojik ve psikolojik durum. Daha köklü çözümler, daha insani, daha vicdani, daha dinimize yakışır çözümler istiyoruz. Çözüm önerilerini de zaten dernekler sunuyor. Umarım bizi dinlerler.”
